9/01/2014

"BİRİ"


Biri saksımızı çiğneyip gitti
Biri duvarları yıktı camları kırdı
Biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri 
Her şeyi kötüledi
Bizi yaraladı
Biri şarabımızı döktü
Soğanımızı çaldı
Biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu
Ciğerim yanıyor
Yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle

--bahsi geçen "biri"; nefislerimizden başkası değilse,
insan kendine bu kadar nasıl zulmeder?--


8/24/2014

Dostluğun Uyumu


Sonra bir delikanlı söz aldı ve bize Dostluk'tan söz et, dedi.
Ve El Mustafa yanıtladı:

Dostunuz, sizin karşılığını bulmuş ihtiyacınızdır.
O, sizin sevgiyle ekip teşekkürle biçtiğiniz tarlanızdır.
Sizin sofranız ve ocak başınızdır.
Çünkü siz ona aç olarak koşar ve huzura kavuşabilmek için onu ararsınız.

Dostunuz size aklından geçenleri açıklarken, kendi aklınızdan geçen ne 'hayır'ı ne de 'evet'i ona söylemekten korkmayınız.
Ve o sustuğunda yüreğiniz onun yüreğini dinlemeyi sürdürsün;
Çünkü sözcükler olmasa da, dostluklarda tüm düşünceler, tüm istekler, tüm umutlar doğar ve açıklanamayan bir mutlulukla paylaşılır.

Dostunuzdan ayrı düştüğünüzde üzüntüye kapılmayın;
Çünkü dostunuzun en beğendiğiniz yanı yokluğunda daha bir belirginleşir, 
tıpkı dağın tırmanana değil ovadan bakana daha açık göründüğü gibi.

Dostluğunuzda, ruhsal derinliğin arttırılmasından öte bir amaç olmasın.
Çünkü kendi gizemini çözümleyebilmekten öte bir şeyler arayan sevgi, sevgi değildir; 
öne sürülmüş bir ağdır ki bununla yalnızca yararsız olan yakalanır.

Ve bırak senin en iyi neyin varsa dostunun olsun.
Eğer dostun senin içindeki denizin alçalacağını bilmek zorundaysa, 
bırak yükseleceğini de bilsin.

Yalnızca zaman öldürmek için aranılan dost, nedir ki?
Çünkü o sizin ihtiyacınızı karşılamak içindir, yoksa anlamsız boşluğunuzu değil.

Ve dostluğunuzun uyumunda bırakın kahkahalar yükselsin ve zevkler paylaşılsın.
Çünkü kalbiniz, küçük şeylerin üstüne düşen çiy damlalarında kendi aydınlığına erişir ve yeniden hayat bulur.

Halil Cibran - Ermiş

7/10/2014

Efendim

I
Boynuma bir ip at
Kölen diye yollarda gezdir beni

II
Gözlerini süzüyorsun
Bir balık gibi akıyorsun kaldırımlarda

Bir daha yüreğini kaparsan bana
'bu yaprağı paramparça yaparım'

Çiçekleri sarı yapraklar ve bir ocak ayı
Ağız ağıza sin ve cim harfleri

Ateş kararıyor, bu içimin alevleri
Acı çekiyorum elimden alınmışsın gibi

Bir mektup hakiyemiz olacak
Baştan başa notalar bülbül ağızları

Dik kafalı bir baş görüyorlar
Başını eğmiş dalların yaprağında

Zayıf bir çocuk yüzü, gülümsüyor
Dikkatle bak, korku dolu bakışları

O boğulurken gülücükler
Saçılıyor

Ölüm bir kuş kaldırıyor mezarlıktan
Ak kanatları, hayat yok oluyor

Çıkıp geliyorsun
Kor gibisin, bir kar gibisin

Soruyorsun: Zarifoğlu bana dargın mısın
Yoksa uyardılar mı seni sevdamızdan

'yaşamak' bir perde gibi kalkıyor aramızdan
Zamansız mekansız bir tünel başındayız şimdi

O mavi gözleri görmüş olmalıyım
Bir ikindi vakti kaskatı ellerimin altında

Uçuşlu saçlar bukleler
Üstünde uyuyan eller

Sevgim uzanıyor
Soluk soluğa uyandırıyor menekşeleri

Görüyorum kıpırdanışlarını
Uykunda gül açan yanaklarını

Haydi uyan
Haydi canlan "hazan yaprağı"


Cahit Zarifoğlu - Şiirler s.490



6/29/2014

yaşayabildin mi ki?


ben dünyada kimseyi     
kırmayı istemedim        
                             - hiç kırdın mı peki?
      - gırla!

şu günah denen çukur  
evim oldu bir yerde      
                           - tövbe ettin mi peki?
- arla!

kirlendim çok kirlendim
sabun icat olalı...             
                          - temizlendin mi peki?
- karla!

annem ördü de yine       
üstüme oturmadı            
                         -giyinebildin mi peki?
- zorla!

kapılara durdum hep   
anahtarsız kalmıştım    
                       - açabildin mi peki?
- sırla!

üşüdüm buz gibiydi      
kalbim aşksızken hava
                        - ısınabildin mi peki?
- narla!

tutuştum ellerimden      
neye değdimse yara        
                        - alışabildin mi peki?
- korla!

dünya seni sevdim de  
gözüm ölmekte benim
                        - yaşayabildin mi ki?
- yarla! 



*Şiir, Alper Gencer'in. Ama bana bir dost elinden tattırıldı acısı.
Bu dünyadan bana kalan tek şey, böyle güzel tanışıklıklar..
Dünyalara bedel tanışıklıklar... 


6/19/2014

Elif'e Ninni



"uyuyunca geçer" 
dedikleri yalandır
ağlayınca ve de anlayınca 
geçer
...

uyutmayan
ama ağlatan
ve hatta çok şey anlatan 
"ninni"



6/15/2014

ağrı kesici


Yine;
 Birhan Keskin

Gece olup da ağrısı şiddetlenince,
Kız, kendini rüya alemi yerine şiirde buldu.

Gözlerini sıkarak ve kaşlarını çatarak
dinmesini beklerken..
Farketti..

Sayıklarcasına, bu şiiri okuyordu..
Şiir, ne de olsa ağrı kesici ateş düşürücü
Bir şeydi...