4/17/2011

dışarıda yağmur sesi..
hemen yan taraftaki salonda yağmur şarkısıyla cem adrian ın sesi..
salondakilerin arasında değilim ama orada olsaydım sadece yağmura yazılmış şarkıları dinleyebilecektim..
şimdi hem şarkıyı hem yağmurun sesini dinliyorum..
içime kadar sızan yağmur damlalarının sesini..
bana gözyaşlarını anımsatan damlaların sesini..
yağmura rahmet diyorlar, senin yaşların da öyle.
yağmura bereket diyorlar, senin yaşların da öyle..
zamanı mekanı bertaraf edip gönlüme sızıyorlar ve ne tomurcuklar yeşertiyorlar bilemezsin!!
sahi bilir misin? beni benden iyi bildiğine göre, beni ben/den aldığına göre bilirsin...
sana en çok mavi yakışıyor sanırdım, yeşerttiğin filizleri görünce, yeşil de dedim kendi kendime.
yeşil de senden haberler veriyor mavi gibi..
birgün anlayacağım gökkuşağından farksız olduğunu..
herhangi bir renkle sınırlandırılamaz olduğunu...
"mavili hüzünler güzeli" de sen..
"sokaklarda yanımda dolaşan yağmur" da...


bitti, kesildii.. ilham periciklerim dağıldı gitti =)) 
sanırım gitmeselerdi kaleme ihanet sayacaklardı, böyle bilgisayar başında, esti bi kere deyip yazılmaz ki efendim!
her ne kadar kütüphane gibi kıymetli bir mekan da olsa, periciklerim masa lambamın loş ışığına, saatimin tıkırtısına çok alışmışlar. fazla mı şımartmışım onları nedir =))
böylesine bir iç dökümü oldu işte.. bir dosta yol/lanır gider.. yol alır gider.. diye mi düşünmüştüm? düşünmedim aslında hiç, pericikler hep birden üşüşünce başıma düşünmek anlamsızdı.. öylesine işte.. ya da dostun dediği gibi, öyle işte........

27.10.2010

2 yorum:

Ayşe dedi ki...

Periciklerin hiç eksilmesin diyelim o zaman! Şımartmış değil alıştırmışsın onları masana, oysa yazman gerek farklı birşeyler hissettiğin heran, her yerde .. Yazmalısın ki, susmak düşsün dünyaya ;)

Zarife dedi ki...

:) ellerim.. soğar kokar, çamaşır suyu kokar.. sonra gider kalem tutar! bu nedenle farklıdır bir kadının yazdıkları.. ellerimizden bir Kitab düşmesin bir de kalem ayşem!!