12/04/2013
11/19/2013
Zarif Efkâr
sorum yok soranım yok
yolum yok yordamım yok
bir çıkmaz sevdadayım
çekip vuranım yok
günüm yok güneşim yok
uykum yok düşlerim yok
kın olmuş susuyorum
bir tek sırdaşım yok
çektiğim acıların demindeyim bu akşam
pişman desen değilim,
bir harmanım bu akşam
her gecenin sabahı
her kışın bir baharı
her şeyin bir zamanı
benim dermanım yok
---
ne dingin şarkı ama!
9/14/2013
Resim
"Bir daha dönmicem"
Böyle söylüyordu dün gece..
Allah'ım
Belimizi doğrult
Yüzümüzü ak et
Dost'a düşmana karşı..
Yeniden
Şimdi burada,
içimdeki duyguları sözcüklere dönüştürürken
ya da içimdeki sözcükleri görünür kılarken
yaşamla aramdaki doğal bağlantıyı
kendi kendime kurduğum dünyayı
dış dünyanın etkilerinden zedelemeden yürüttüğüm uzaklığı
yeniden kurmaya çalışırken
eski dengeli yaşam acıma yeniden kavuşmaya çalışırken
henüz günlerin doğal yorgunluğuna erişmiş değilim.
kendimi bırakıyorum.
sıcağı algılıyorum.
rüzgar kağıtları uçuruyor.
kaldırıyorum.
kalemi yeniden tutuyorum...
9/10/2013
Y'ol/cu/luk
Yorganların, battaniyelerin altına saklanıyorum..
Isınamıyorum..
Gözün gördüğünü bile unutamazken insan kolay kolay
Gözüm kapalıyken gördüğümü nasıl unutabilirim?!
Hırkalara, şallara sarıyorum bedenimi..
Isıtamıyorum..
Hem bu hırkalar,
Bedeni bile ısıtamazken..
İnsanın içini nasıl ısıtsın!
İçimi ısıtan hırkalarım vardı benim,
Şallarım vardı..
Sanki artık yok!
8/09/2013
7/28/2013
Vay..
Hayal kırıklıklarını
sarıp sarmalayacak
güzellikler var anılarında..
Vaktiyle sen
hayal dahi edemezken
Rabbin nasib etti
Lûtfetti..
Hem de kaç kere..
Şimdi onları merhem yaparsın kırıklarına.
Ama
O güzelim hayallerin
Böyle paramparça olmasının
Asıl sorumlusunu
"nefsini"
Ne yapacaksın?
7/26/2013
Haddini Bilmek
Ne güzel sözdür:
"İslam'ın şartı beş, altıncısı haddini bilmek"
Haddini bilenler için bir yedinci şart daha oluşur:
Haddini bilmeyene bildirmek...
Der,
Ömer Tuğrul İnançer Hoca
Bugün haddini bilmezler
Hududa saldıranlar
"Asıl mesleği avukatlık olduğu halde dini konularda konuşan"
Diye sözle başlayanlar
Ehl-i Dîl'i bilmezler.
Bilselerdi edeble susarlardı..
7/25/2013
7/23/2013
7/17/2013
7/15/2013
7/14/2013
7/11/2013
Aynalar..
"benim kalbim bir ıslah evidir doktor"
Rüknettin'in aynalarda ağladığı kadar var.
bir mevsimin kıyısından tutarsan Rüknettin
kurak ovalara yağmur yağar
ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi
kalbin şiir olup vadileri sular.
senin de vadilerin vardır Rüknettin!
kehanetler kurarsın, yağmalarsın kendini
kurtarıp o yangında ilk önce kalbini
niyedir, aynalarda azalır sesin.
7/08/2013
7/07/2013
6/22/2013
Kendi Gerçeğine Yolculuk
"Denizin dümdüz yüzeyi boyunca
Sonsuza dek
Böyle gidebileceği duygusuna kapıldı."
Sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı,
Evli olup olmadığımı,
Kocamın ne iş yaptığını,
Ana babamın ne olduğunu sordukları zaman,
Ne gibi koşullarda yaşadığımı,
Yanıtlarımı nasıl memnuniyetle onayladıklarını
Yüzlerinde okuyorum.
Ve hepsine haykırmak istiyorum.
Onayladığınız yanıtlar yalnız bir yüzey,
Benim gerçeğimle bağdaşmayan bir yüzey.
6/14/2013
6/11/2013
6/06/2013
Anlamlı Yaşamak / Anlamlı Ölmek
Yapmış yine yapacağını..
Yapmış; kendine yakışanı!
İyi işler yapan herkese olduğu gibi;
İyi müzik yaptığı için,
Teşekkür ediyoruz
Candan Erçetin'e
...
5/29/2013
5/28/2013
5/22/2013
Acı/ma/sız
İnsanın,
annesinin karnındaki bebeği incitecek kadar..
belki ölümüne sebep olacak kadar..
Bir anneye daha ilk evladının,
İlk göz ağrısının
acısını yaşatacak kadar..
Acımasız olabilmesi..
Acı!
Ki; ne acı!
---
"İkiz kardeşler olalım istiyorum"
dediğim
kardeşim
Çok iyi bilir..
"Düşük tehlikesi"
En çok anneyi acıtır kardeşim..
Acımasız insanlara ise,
Ne söylesen boş!
5/21/2013
Güzel Şeyler
Dosttan yana nasibi olmayanlardır;
Kendi kendilerine "güzel şeyler"
Satın alanlar..
Kendime şunu aldım,
Derler..
Ne güzel değil mi?
Ödüllendirdim kendimi..
Ahh..
Kandırdım kendimi demektedirler aslında..
Ve güzel demem ben ona!
Ödül, kendine verilene demezler çünkü..
Hediyeye hele!
Hiç demezler!
Hiç!
5/16/2013
4/25/2013
4/21/2013
4/14/2013
Sevimli
hem şarkıyı söyleyenin kendisi
hem şarkıyı söyleyenin sesi
hem müziği
hem sözleri
şarkı baştan aşağı
"sevimli"
4/07/2013
3/28/2013
Allah Aşkına..
Bir nigâh et, kahr ile sen bakma Allah aşkına
Sarı giyme, bir daha gül takma Allah aşkına
Kimseyi gönlüm misali yakma Allah aşkına
Sarı giyme, bir daha gül takma Allah aşkına
3/10/2013
3/09/2013
Ellerim.. Ceplerim..
"ellerimi ceplerimde kaybedip unutmuşum
ben senin bildiğin dervişlerden değilim
ceplerim ellerimden misli ile büyüktür
ellerimi bir yerde ceplerimle yutmuşum
o kadar yorgunum ki o kadar ki yorgunum
uykumdan çalıyorum uyumak için
ben ölümden gayrı yazmayı bilmiyorum
sen hırkalara bakıyorsun şallara niçin?"
Alper Gencer'in,
Onlar Hırka Değil, Pil! şiirinin
en sevdiğim mısraları..
şiirin tamamı için;
http://bit.ly/WzmQQy
3/01/2013
2/20/2013
Söz-cük
Dâm
1- Tuzak, ağ
Gördü ki bir avcı dâm kurmuş
Dâmına gazaller yüz tutmuş // Fuzulî
2- Hile
3-Otçul hayvanlar, yırtıcı olmayan hayvanlara verilen ad.
4- Eski bakır Hint parası.
5- [tas.] Dünya, maddi alem.
6- [mec.] Sevgilinin saçları.
Dâr
1- Ağaç, direk.
2- Darağacı.
3- [mec.] Sevgilinin saçları.
--Doğan Türkçe Sözlük'ten--
2/19/2013
Bâlin-perest
Bu sıralar, bir çalışma için sözlüklere göz atıyorum sürekli.
Bazı kelimelerin, çalışma için altını çiziyorum.
Başka renk bir kalemle de, çalışmayla hiç alakası olmasa da altını çizmekten kendimi alamadığım kelimeleri çiziyorum. Ama bu kelime, hangi gruba giriyor, bilemedim..
-Perest:
(Fars. perestiden "tapmak"tan perest)
Sonuna geldiği kelimelere "tapan, taparcasına seven" anlamı katarak Farsça usûlüyle birleşik sıfatlar yapar:
Bâlin-perest: "Yastığa tapan" Tembel.
2/16/2013
2/13/2013
Yara Almaya Açık Olmak
Sema Kaygusuz, ilk defa 2010 yılında, Bursa kitap fuarında dostun Yere Düşen Dualar'ı eline alıp karıştırmasıyla hafızamda yer eden bir isimdi. Okunacak kitaplar listesine eklenmişti..
Bunu söylemek yazara ayıp etmek olacak biraz ama,
Birhan Keskin kitabın içinde olmasa, belki de daha fazla ertelenecekti, okunacaklar listesinde eskiyecekti.
Ne var ki, Birhan Keskin şiirleri elimden düşmez olmuştu son zamanlarda.
Omurgamı aldın benim.
Omurgamı aldın.
Omurgamı aldın.
Omurgamı.
Niye?
Böyle sayıklayıp durur olmuştum.
"Kaç kişi vardı bu şehirde, ruhunu sana kubbe etmiş" diye sormaktan bıkmıyordum.
Cevap beklenmeyen sorudan sıkılır mı insan?
Cevap kimin umurunda?
Velhasıl, Birhan Keskin şiirlerine böyle dolaşınca, Karaduygun kendiliğinden geldi, peşisıra..
İyi ki de geldi..
2/08/2013
Mina Urgan'ın incelemesi,
Deniz Feneri ve nihayet
Kendine Ait Bir Oda
ile şimdilik bu bahsi kapatabilirim.
Dalgalar'da aklım kaldı ama..
Başka bahara..
---
Kalemi elime aldıran cümlelerin bazıları;
Ne olursa olsun, eğer bir konu çok tartışmalıysa
-cinsiyetle ilgili her türlü mesele öyledir- hakikati söyleyemeyiz.
-cinsiyetle ilgili her türlü mesele öyledir- hakikati söyleyemeyiz.
Sadece hangi görüşe varmışsak ona nasıl vardığımızı belirtebiliriz. s. 6
Bir kitaptan alıntı yaparak, 'hayatın keyifli yanlarının beklemesi gerek' dedi. s. 24
(Hayatın acelesi yok, sözünü anımsattı, altını çizdirdi.)
Ama yüzeyin altındaki hakikat bazen aylaklık anlarında, düşlerimizde üste çıkar. s. 36
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)